Ana içeriğe atla

Larry Page ve Sergey Brin Google Girişimciliği

Garajda kurulan Google, bugün internet denilince akla ilk gelen web sitesidir.

Akıllı telefon denilince akla ilk gelen Android işletim sistemidir.

Şirketin kurucuları Larry Page ve Sergey Brin tanıdık bir arkadaşları vasıtasıyla ilk tanıştıklarında anlaşamazlardı. Birçok konuda fikir birliği kuramazlardı. İkili Stanford Üniversitesinde doktora yapıyorlardı. Google’dan önce Larry Page Stanford’ın tüm ağını bilgisayara indirebiliriz iddiasını ortaya atmasıyla ilk projelerine giriştiler. Verdikleri süre dolup üzerine aylar geçmiş olsa da ikili ağın yarısını bile indirememişlerdi. Bu indirme yöntemi aslında Google arama motorunun temellerini oluşturuyordu.

İkili 1996 yılında ellerindeki bilgileri daha faydalı bir iş için kullanmaya karar vererek BackRub adında bir arama motoru kurmaya karar verdiler. BackRub’ı Sergey’in yurt odasında kurmaya başlarken, bir yandan da kendilerinin geliştirdiği arama teknolojisini bilgisayar bölümünden arkadaşlarına anlattılar. Arkadaşları bu fikri çok beğenmişti ve ikiliye ilham olmuşlardı. İkili bu tepkileri alınca okullarını arka plana atarak bu fikri geliştirip hayata geçirmek için daha çok çalışmaya başladılar.

İki girişimci pagerank sistemini ilk defa bu platformda kullanmaya başladılar. Bu arama motoru, sitelerin hızlarına ve içerik kalitesine göre siteleri ön plana çıkarıyordu. Bu sayede insanlar içi boş yavaş sitelerle vakit kaybetmeyeceklerdi.

1998 yılına gelindiğinde arama motoru konusunda artık yeterince bilgiye sahip olmuşlardı. Genç iki girişimci fikirlerini piyasadaki büyük firmalara satarak öğrencilik hayatlarını rahat geçirmek istiyorlardı. Bu sistemi ilk önce piyasadaki en yaygın arama motoru Yahoo’nun sahibi David Filo’ya satmaya çalıştılar. Fakat Filo sistem iyi ama elle tutulur bir sonuç olmadan satın alamam dedi.

O dönemde para bulabilmek için akarabalarından, arkadaşlarından ve küçük esnaflardan yatırım almaya çalıştılar. Ama topladıkları para harddiskleri almaya bile yetmemişti. Daha sonra karşılıksız yatırım için firmalarla görüşmeler yapmaya başladılar. Onlarca firma onları geri çevirmişti. Son olarak ikili Andy Bechtolsheim ile görüşüp sistemlerini ona anlattılar. Bu yatırımcı Sergey ve Lary’nin azminden etkilenir ve 100 bin dolarlık bir çek yazar. Çeki yazarken de ikiliye şirketin ismini sorar. İkili daha önce hiç isim düşünmemişlerdi. O esnada akıllarına gözlük anlamına da gelen Google demek gelir.

Toplanan yatırımlarla ikili bir arkadaşlarının garajlarında Google arama motorunu kurdular. Garajda ayrıca jakuzi, çamaşır makinesi gibi çok kullanılmayan eşyalarda vardır. İkilinin işe aldıkları Craig Silverstein ile bir yandan çalışırken arada bu eşyalarla eğleniyorlardı. Bu eğlence fikri Google’de daha sonra gelişerek daha da iyi bir hal aldı.

Google umut verici bir şekilde büyümeye başlamıştı. 1998 yılında 100 bin aramaya cevap verebilen şirket, 1999 yılında ikinci ofislerine geçerler. Artık 8 çalışanı olan Google günde 500 bin aramaya cevap vermeye başlamıştı.

Silikon vadisindeki yatırımcılardan 25 milyon dolarlık ikinci yatırımlarını almayı başarmışlardı. Bu yatırımları zekice kullanarak Google’yi oldukça kullanışlı bir arama motoru haline getirdiler. Google yatırımcıları tepki vermeye başlamıştı. Çünkü 2000 yılına gelindiğinde internet reklamcılığı yaygınlaşmıştı. Google anasayfasında büyük bir Google yazısı ve beyazlıktan başka bir şey yoktu. Yatırımcılar Yahoo’yu örnek göstererek, sayfanın çok boş olduğunu söylerler.

Sizin anasayfanız çok boş, insanlar neden sizin sitenizi girsin diyen yatırımcılara, ikili basit ve hızlı kullanım istediklerini belirtir. Google reklamları adwords teknolojisiyle ilk arama sonuçlarında almaya başlar. Fikir basittir. Sitenizin reklamını vereceksiniz ve ilgili kelimeler yazıldığında ilk sıralarda sizin siteniz çıkacak. Tabi yine belirli şartlar doğrultusunda. Televizyon kelimesini aratan kullanıcıya, Google televizyon alabileceği en uygun reklamları gösterir. Sayfaları kaplayan bannerlar siteleri yavaşlatıyordu. Google bu sayede rakiplerinden hızlıca sıyrıldı. Yahoo anasayfasında paylaştığı reklam ve haberler yüzünden yavaşlarken, Google hızla yukarı doğru tırmanıyordu.

Google şirketinin en ses getiren satın alımlarından birisi Youtube olmuştur. Youtube video sitesindeki geleceği gören ikili firmayı bünyelerine katarak büyümeye hız kattılar.

2005 yılında Android Inc. firmasını satın alan Google, mobil platforma giriş yapmıştı. Android mobil işletim sistemini açık kaynaklı kod olarak kısa bir sürede geliştirip Android 1.0 yazılımını piyasaya sürdüler. Google Android’i açık kaynaklı ve ücretsiz yapmasının nedeni, yine Google arama motorunu kurarken düşündükleri sistemin içine reklam yerleştirme fikriydi. Yazılımı ücretsiz sunarak yazılımın içinde reklamlarını yapacaklardı. Kısa bir sürede akıllı telefon piyasasında en çok kullanılan işletim sistemi oldu ve Google’ye en çok kar getiren firma oldu.

Google şirketinin bünyesinde birçok site, uygulama, yazılım, program, işletim sistemi bulunmakta ve her geçen gün kendini geliştiren ve büyüten bir teknoloji firması olmaktadır.

Forbes’e göre Larry Page 35,2 milyar dolar servetiyle dünyanın on ikinci Sergey Brin ise 34,4 milyar dolarlık servetiyle dünyanın on üçüncü en zengin insanlarıdır. En başta yatırımcılık yapan esnaflar o zamanlarda dolandırıldığını hissetmelerine rağmen bu yatırım onları da epey para kazandırmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Basit ve Dinamik Disk Nedir? Birbirine Nasıl Dönüştürülür?

Sabit diskler Windows 2000 işletim sistemine kadar sadece temel disk (basic disk) olarak ayarlanabiliyordu. Temel disk en fazla 4 birincil bölüm (primary partition) veya 3 primary ve 1 genişleyebilir bölüm (extended partition) şeklinde yapılandırılabilir. Bir temel diskte sadece 1 tane extended partition oluşturulabilir ve sadece primary partitionlara işletim sistemi kurulabilir. Windows 2000 ile gelen dinamik disk teknolojisi, Windows 2000 den sonraki tüm Windowssürümlerinde kullanılabilmektedir. Dinamik disk kavramıyla bölüm (partition) kavramı yerinihacim (volume) kavramına bırakmıştır. Dinamik disklerde, temel disklerde olduğu gibi bir sınırlama yoktur. İstenildiği kadar volume oluşturabilir, temel disk istenirse dinamik hale getirebilir ve bu işlem esnasında herhangi bir veri kaybı yaşanmaz. Fakat dinamik diskler temel diske çevirildiğinde bir veri kaybı söz konusu olacaktır. Temel diskin bilgileri kayıt defterinde tutulur. Dinamik diskin bilgileri kendi üstünde tutulur.

Einstein'in Rölativite Kuramına Bakış

Bu yüzyılın başlarında kuramsal fizikte altın çağ başladığı zaman, adı henüz bilim dünyasında duyulmamış bir fizikçi vardı. Bu, Annalen der Physık’in 1905 tarihli sayısında fotoelektrik olayı, Brown hareketi ve özel görelilikle ilgili ünlü üç çalışmasını birden yayınlayarak üne kavuşan Albert Einstein’dır. Onun fizikteki hayat boyu çalışmaları bilimin felsefesi ve yöntemleri üzerinde büyük etki yaptı. Einstein’ın kendisi bilimci filozoftu. Bu yüzyılın başlarında kuramsal fizikte altın çağ başladığı zaman, adı henüz bilim dünyasında duyulmamış bir fizikçi vardı. Bu, Annalen der Physık’in 1905 tarihli sayısında fotoelektrik olayı, Brown hareketi ve özel görelilikle ilgili ünlü üç çalışmasını birden yayınlayarak üne kavuşan Albert Einstein’dır. Onun fizikteki hayat boyu çalışmaları bilimin felsefesi ve yöntemleri üzerinde büyük etki yaptı. Einstein’ın kendisi bilimci filozoftu. O, hayranlık uyandırıcı bir şekilde felsefeyi kullanarak bugün modern bilimin önemli bir kısmı olan buluşlarını

Rubik Küp Nasıl Çözülür?

Rubik küp 3x3x3 veya 4x4x4 gibi karesel formatta ve her kenarı farklı renkte olan bir küptür. Bu küpün; sabır küpü, sinir küpü, zekâ küpü, renk küpü, Rubikin küpü, sihirli küp (magic box), 3d Puzzle, gibi birçok değişik adı vardır. Unutulmamalıdır ki küpün çözümü için geliştirilmiş bir algoritma vardır. Bu küp ezbere çözülemez. Bu yazıda sizlere küpün en yaygın çözümü anlatılacaktır. Hata yaptığınız yerde hatayı düzeltmeye çalışmayın belirtilen algoritma çerçevesinde çözüme baştan başlayın. Hala küpü çözemediyseniz buradaki yazımızda belirtilen otomatik çözen programları deneyebilirsiniz. Öncelikle bilmeniz gerekenler: Küpün parçaları birbirinden bağımsız değildirler. Küpün orta noktası daima sabittir. Küpü ne kadar çevirirseniz çevirin değişmezler. Kırmızının karşısında daima turuncu, yeşilin karşısında mavi, sarının karşısında beyaz vardır. Bir küp, toplam 26 adet parçadan oluşmaktadır: 8 adet üç renkli köşe parçası, 12 adet iki renkli parça ve 6 adet de sabit tek ren