Hafıza bilgileri kaydetme (kodlama), saklama, hatırlama ve tanıma sürecidir. Hatırlarken beş duyumuzu (görme, işitme, dokunma, hissetme, koklama ve tat alma duyularını) tam kapasiteyle kullanırız. Görmek ile gözlemlemek, duymak ile işitmek, anlamak ve yapmak arasında büyük bir fark vardır. Bu fark, hatırlama yeteneğimizin derecesini belirler.
Hatırlamak öğrenmek değildir. Ancak öğrenmek büyük ölçüde hatırlamayı gerektirir. Hatırlama bir süreçtir, öğrenme ise girişilen bir deneyimden elde edilebilecek bir sonuçtur. Hafıza kapasitesi artırılıp geliştirildiğinde öğrenme kapasitesi de büyük ölçüde gelişir.
1) Netleştirme ve tanım:
Hafızayı geliştirmenin en iyi yollarından biri, geleceğe yönelik planlar, hayaller ve düşünceler gibi içsel görüntülerin detaylı ve net tanımlarını yapmaktır. Böylece detaylı görsel imajlar yaratılır ve tanımlama becerisine yönelik alıştırma yapılır.
2) İlişkilendirme (bağlantı kurma):
Yeni bilgileri daha sonra hatırlamak için her bilgiyi hafızada bulunan bir olayla ilişkilendirmek (bağlantı kurmak) yararlıdır.
3) Duyuların hepsini çalıştırma:
Hafızaya erişim sırasında ne kadar fazla sayıda duyusal kanal kullanılırsa, hatırlama da o kadar etkili olur.
4) Hafıza kancaları:
Hafıza kancaları, bağlantı kurma ve ilişkilendirme dayanır. Önce listenin ezberlenmesini ve sonra da içerisinde bulunan maddeler hakkında aktif zihinsel ilişkilendirme (resim veya film) yaratılmasını gerektirir.
Bir alışveriş listesi üzerinden örnek verelim: Ekmek, süt, yağ, ayakkabı cilası, çamaşır tozu.
İlişkilendirme resmi: Ekmek inekten çok fazla süt sağdı ve bundan yağ elde etti. Böylece ayakkabılarını cilaladı ve sonra da fazlalığı yıkayıp atmak için çamaşır makinesine koydu.
5) Ritim ve kafiye:
Bilgileri işitsel olarak hatırlamak için yararlıdır.
6) Duruma bağlı öğrenme:
Bilgi kodlanırken bireyin içinde bulunduğu durum, aynı bilgiyi hatırlamak için gereken durumdur.
7) Görselleştirme veya zihinsel imajlar:
Görselleştirme hatırlama açısından çok güçlü bir araçtır. Bir resim binlerce sözcükten daha etkilidir. Görüntüler aracılığıyla çok miktarda bilgiyi işlemden geçirmek için görsel kapasitemizi kullandığımızda hafızamızın inanılmaz düzeyde geliştiğini görürsünüz. Bunun bir nedeni de fotoğrafik hafızanın işleyişidir.
Hatırlamak öğrenmek değildir. Ancak öğrenmek büyük ölçüde hatırlamayı gerektirir. Hatırlama bir süreçtir, öğrenme ise girişilen bir deneyimden elde edilebilecek bir sonuçtur. Hafıza kapasitesi artırılıp geliştirildiğinde öğrenme kapasitesi de büyük ölçüde gelişir.
1) Netleştirme ve tanım:
Hafızayı geliştirmenin en iyi yollarından biri, geleceğe yönelik planlar, hayaller ve düşünceler gibi içsel görüntülerin detaylı ve net tanımlarını yapmaktır. Böylece detaylı görsel imajlar yaratılır ve tanımlama becerisine yönelik alıştırma yapılır.
2) İlişkilendirme (bağlantı kurma):
Yeni bilgileri daha sonra hatırlamak için her bilgiyi hafızada bulunan bir olayla ilişkilendirmek (bağlantı kurmak) yararlıdır.
3) Duyuların hepsini çalıştırma:
Hafızaya erişim sırasında ne kadar fazla sayıda duyusal kanal kullanılırsa, hatırlama da o kadar etkili olur.
4) Hafıza kancaları:
Hafıza kancaları, bağlantı kurma ve ilişkilendirme dayanır. Önce listenin ezberlenmesini ve sonra da içerisinde bulunan maddeler hakkında aktif zihinsel ilişkilendirme (resim veya film) yaratılmasını gerektirir.
Bir alışveriş listesi üzerinden örnek verelim: Ekmek, süt, yağ, ayakkabı cilası, çamaşır tozu.
İlişkilendirme resmi: Ekmek inekten çok fazla süt sağdı ve bundan yağ elde etti. Böylece ayakkabılarını cilaladı ve sonra da fazlalığı yıkayıp atmak için çamaşır makinesine koydu.
5) Ritim ve kafiye:
Bilgileri işitsel olarak hatırlamak için yararlıdır.
6) Duruma bağlı öğrenme:
Bilgi kodlanırken bireyin içinde bulunduğu durum, aynı bilgiyi hatırlamak için gereken durumdur.
7) Görselleştirme veya zihinsel imajlar:
Görselleştirme hatırlama açısından çok güçlü bir araçtır. Bir resim binlerce sözcükten daha etkilidir. Görüntüler aracılığıyla çok miktarda bilgiyi işlemden geçirmek için görsel kapasitemizi kullandığımızda hafızamızın inanılmaz düzeyde geliştiğini görürsünüz. Bunun bir nedeni de fotoğrafik hafızanın işleyişidir.
Yorumlar
Yorum Gönder