Ana içeriğe atla

8 Adımda İnsanların Haftalarca Yaptıklarını Birkaç Günde Yapmak Mümkün mü?

İş dünyasında ve girişimcilikte başarıyı yakalamak için haftalarımızı, aylarımızı hatta yıllarımızı feda etmemiz gerektiği de sık sık söylenir oldu. Biraz pratik ve otokontrol ile yapamayacağınız şey yok.

1. 80/20 kuralını uygulayın.



Pareto Prensibi, daha üretken olabilmek için nereye odaklanmamız gerektiği konusunda bize yardımcı olan evrensel bir yasa. Aldığınız sonuçların %80’i gösterdiğiniz çabanın %20’lik kısmından geliyor. Örneğin; iş dünyasında elde ettiğiniz kârın %80’ini müşterilerinizin %20’sinden kazanıyorsunuz. Bu da demek oluyor ki günlük görevlerinizin beşte dördü daha az önemli ve düşük üretkenlikte görevler.

Üstte kalan %20’lik kısma odaklanmak en ideal zaman yönetimi şekli olacaktır. Bunları bitirdikten sonra kalan kısma geçin. Bir şeyi yapmadan önce kendinize o görevin hangi kısımda olduğunu sorun ve halledin.

2. Büyük görevleri, yönetilmesi daha kolay küçük parçalara ayırın.



Büyük işlerle uğraşmayın; onları daha küçük, yönetilebilir parçalara bölün.

3. Yeteneklerinize odaklanabilmek için görevlerinizi devredin.


Çoğumuz bir avuç dolusu işte gerçekten iyi ve geri kalan her şeyde ortalama düzeydeyiz. En iyi zaman yönetim şekillerinden biri en güçlü olduğunuz alana odaklanmaktır. Eğer yapabiliyorsanız mükemmel olmadığınız işleri dışarıdan halletmeye çalışın. Bu yeni birini işe alarak ya da teknolojiyi kullanarak olabilir.

4. Doğal ritminizi anlayın.


Günün hangi zamanında daha enerjik ve daha yaratıcısınız? Etkin ve üretken olabilmek için enerjinizi kontrol edebilmek son derece önemlidir. Biyolojik saatinizi anlamaya çalışın. Önemli görevleri istekli ve enerjik olduğunuz saatlere koyun.

Bu taktiğin işlemesi için rutinlerinizin olması gerekir. Böylece, bir model oluşturabilir ve doğal düzeninizi keşfedebilirsiniz. Günün en iyi saatinde olduğunuzu anlayınca detaylı ve zor görevlere odaklanın. Ayrıca, enerji seviyenizi yüksek tutmak için gün içinde molalar vermeyi unutmayın.

5. Dikkatinizi dağıtan şeylerden kurtulun.


Araştırmalar tipik bir ofis çalışanının dikkati dağıldığında işine geri dönmesinin 25 dakika sürdüğünü gösteriyor. Dikkat dağıtan şeyleri kendinizden uzaklaştırarak tüm o boşa giden zamanı kendinize iade ediyorsunuz. Bir şeye başladıysanız, bitirin. Her gün kendinize tamamlamanız gereken hedefler koyun ve gerçekleştirin.

6. Tek bir şeye odaklanın.


Multitasking, yani aynı anda birden fazla iş yapmak, daha fazla şeyi halletmemize yardım edebilir. Öte yandan, insan beyninin tek seferde birden fazla şeye odaklanmak için uygun olmadığını da biliyoruz. Çoğumuz yapmamız gereken işi önümüze açıp yan tarafta mesajlar, emailler arasında gidip geliyor sonra da neden hiçbir şeyi yetiştiremediğimizi düşünüyoruz. Belki de tarz değiştirmeliyiz.

Monotasking, tek seferde tek şeye odaklanmak, bu kadar bağlantılı bir dünyada belki çok mümkün değil. Ancak bir işin derinlerine inmenize oldukça yardımcı oluyor.

7. Başıboş düşüncelere sahip çıkın.


Bir işin ortasındayken birden başıboş düşüncelerin aklınıza girmesi çok rahatsız edici olabiliyor. Bir şeyi hatırlamaya çalışırken aynı anda o düşünceleri bir kenara bırakmak… Oldukça zor. Bir iş ile uğraşırken bir şey hatırlamaya çalışmak genelde başarısızlıkla sonuçlanır. Bu rastgele gelen düşünce ve fikirlerinizin bir bilgisayar ya da deftere yazarsanız bu sorununuz çözülebilir. İşi hafızanıza bıraktığınızda ya hatırlamak için boşa enerji ve zaman harcayacak ya da tamamen unutmuş olacaksınız.

8. Uyuyun, yemek yiyin ve nefes alın.


Yorgun ya da aç hissettiğinizde üretken olmanız neredeyse imkansızdır. Siz bir makine değilsiniz ve iyi işler çıkarmak için dinlenmeye, yemek yemeye ve zihninizi dağıtmaya ihtiyacınız var.

Kendinize nefes egzersizleri için günlük birkaç dakika bile ayırsanız zihninizi rahatlatabilirsiniz. Kısa bir yürüyüş de güzel bir yöntem olacaktır. Bu aktiviteler canlanmanıza yardım edecek böylece daha iyi odaklanabileceksiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Basit ve Dinamik Disk Nedir? Birbirine Nasıl Dönüştürülür?

Sabit diskler Windows 2000 işletim sistemine kadar sadece temel disk (basic disk) olarak ayarlanabiliyordu. Temel disk en fazla 4 birincil bölüm (primary partition) veya 3 primary ve 1 genişleyebilir bölüm (extended partition) şeklinde yapılandırılabilir. Bir temel diskte sadece 1 tane extended partition oluşturulabilir ve sadece primary partitionlara işletim sistemi kurulabilir. Windows 2000 ile gelen dinamik disk teknolojisi, Windows 2000 den sonraki tüm Windowssürümlerinde kullanılabilmektedir. Dinamik disk kavramıyla bölüm (partition) kavramı yerinihacim (volume) kavramına bırakmıştır. Dinamik disklerde, temel disklerde olduğu gibi bir sınırlama yoktur. İstenildiği kadar volume oluşturabilir, temel disk istenirse dinamik hale getirebilir ve bu işlem esnasında herhangi bir veri kaybı yaşanmaz. Fakat dinamik diskler temel diske çevirildiğinde bir veri kaybı söz konusu olacaktır. Temel diskin bilgileri kayıt defterinde tutulur. Dinamik diskin bilgileri kendi üstünde tutulur.

GASoft MathOperations.msi

Parantezli ve içiçe yazılmış matematiksel işlemleri hesaplar. https://github.com/gursuasik/MathOperations

Einstein'in Rölativite Kuramına Bakış

Bu yüzyılın başlarında kuramsal fizikte altın çağ başladığı zaman, adı henüz bilim dünyasında duyulmamış bir fizikçi vardı. Bu, Annalen der Physık’in 1905 tarihli sayısında fotoelektrik olayı, Brown hareketi ve özel görelilikle ilgili ünlü üç çalışmasını birden yayınlayarak üne kavuşan Albert Einstein’dır. Onun fizikteki hayat boyu çalışmaları bilimin felsefesi ve yöntemleri üzerinde büyük etki yaptı. Einstein’ın kendisi bilimci filozoftu. Bu yüzyılın başlarında kuramsal fizikte altın çağ başladığı zaman, adı henüz bilim dünyasında duyulmamış bir fizikçi vardı. Bu, Annalen der Physık’in 1905 tarihli sayısında fotoelektrik olayı, Brown hareketi ve özel görelilikle ilgili ünlü üç çalışmasını birden yayınlayarak üne kavuşan Albert Einstein’dır. Onun fizikteki hayat boyu çalışmaları bilimin felsefesi ve yöntemleri üzerinde büyük etki yaptı. Einstein’ın kendisi bilimci filozoftu. O, hayranlık uyandırıcı bir şekilde felsefeyi kullanarak bugün modern bilimin önemli bir kısmı olan buluşlarını